Taşların tarihçesi yer altında oluşumları ile başlamaktadır. Taşlar ile iletişime geçer onlara inanır ve güçlerini hissederseniz. Bunu karşılıklı bir ilişki olarak düşünmelisiniz. Tabi ki buna inanıp inanmamak tamamıyla sizin hür iradenizde olan bir şeydir. Eğer onları hissetmeye çalışır, bakımlarını yapar , gerekli ve doğru bir şekilde kullanırsanız faydaların hissedeceksiniz. Taşlarınızın temizliği çok önemli bir unsurdur. Taş temizliğini düzenli bir şekilde yapan kişiler taşlardan aldıkları faydanın daha yüksek olduğunu bildirmektedir. Eğer taşlarınızı bu düzenli temizlikten mahrum bırakırsanız, birkaçı kendi kendini temizleyebilse bile pek çoğu doymuş hale gelerek işlevlerini yerine getiremez olurlar.
Bütün taşların gözle görülen bir biçimsel yapısı mevcuttur. Taşlar dünyanın varoluşu ile birlikte meydana gelmişlerdir. Zamanla dünyanın oluşumundaki değişik evrelerde onlarda değişerek evrimleşmişlerdir. Taşlar dünyamızın yapı taşları adeta DNA’larıdır. Taşlar, yeryüzünün milyonlarca yıllık kayıtlarının hafızaya alındığı minyatür depolardır; dünyayı şekillendiren kudretli güçlerin silinmez hafızalarını taşırlar. Bazıları olağanüstü basınca maruz kalmış, bazıları yerin derinliklerindeki odacıklarda meydana gelmiş, bazıları katmanlar halinde oluşurken bazıları de damlalardan oluşmuşlardır.
Tüm bu olaylar taşların özelliklerini ve islevlerini etkilemiştir. Kristalize yapılar hangi biçimi alırlarsa alsınlar enerjiyi, özellikle de elektromanyetik dalga boyundakileri emebilir, saklayabilir, bir noktaya toplayabilir ve yayabilirler.